20 Temmuz 2014 Pazar

YORUM: Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer Serisi ve Filmi #Kerstin Gier

   Gwendolyn Shepherd 16 yaşına girmeden önce kendi halinde sıradan bir kızdır. Kuzeni Charlotte ise küçüklüğünden beri burnu havada, kendini beğenmiş ve bir zaman yolcusu olarak yetiştirilmiştir. Gwendolyn 16 yaşına girdiğinde bir gün baş dönmeleri başlar -ki baş dönmesi zaman sıçraması için bir işarettir-. Chorlette ise uzun zamandır baş dönmesi çekmektedir.  Gwendolyn'in -yanlış hatırlamıyorsam- 3.baş dönmesinde zamanda geri gider. Bu sayede bu ailede Charlotte yerine Gwendolyn'in zaman yolcusu olduğu anlaşılır. Birde tam gıcık davranan, yakışıklı Gideon eklenince zaman yolculuklarına Gwen'in hayatı 1 günde tamamiyle değişir.



      Açıkçası seri hakkında fazla bilgi vermek istemiyorum. Çünkü hiç birşeyden haberi olmadan başlamak bu seride insana kesinlikle avantaj sağlıyor. 
     Kitapları bu ay ardarda okuduğum için hepsi kafamda bütünleşti ve 1 kitap halinde yer edindi. Zaten kitaptaki olaylar çok kısa bir dönemde -2 haftaydı sanırım-olup bitiyor . 

    Şimdi öncelikle dikkatimi çeken şey arka kapak yazıları... Arka kapak yazılarını buraya koymak istemememin sebebi kitapla tamamen alakasız olmaları. Sanki Gwendolyn ailesinde zaman yolcusu geni olduğunu bilmiyormuş da ilk sıçramasından sonra zaman yolculuğunu öğrenmiş, sanki aşık olmuş ve tüm roman romantizm üzerineymiş gibi bir algı uyandırıyor. Ki bu tamamiyle YANLIŞŞŞŞ !!!!

     Kitaba ilk başladığımda-arka kapağa dayanarak-ben romantizm dolu bir kitap bekliyordum. Bu beni hayal kırıklığına uğrattı mı ? KESİNLİKLE HAYIR. Ki ben romantizm ön planda olsaydı bu kadar güzel bir kurgunun arka plana atıldığına üzülürdüm. Yani insanın kurguya hayranlığı romantizm açlığını bastırıyor kesinlikle. Mesela Kornograf, elepse gibi kavramlar çok zenginleştirmiş kitabı. Bunlar gerçekten güzel şeyler olmuş.


    Gelelim bu muhteşem kitap tasarımına... Ya böyle tasarım olur mu gerçekten muhteşem değiller mi ? Diğer kitaplardan çok farklı ve kitaplıktaki renkleriyle de öyle çok göze çarpıyor ki her gelen kişinin ilk başta gözlerinin takıldığı kitabın bunlar olduğunu gözlemledim yani. Birde ciltli e yani daha başka ne olsun. Kapaklarına hayran kalıp uzuuun bir süre internetten sipariş etmek için bekledim ama en son İzmir kitap fuarına sakladım. Hiç düşünmeden ilk aldığım kitaplar oldu ve kutusunda aldığım içinde ayrı bir mutluyum bu kitaplarda :)))

-------Spoiler'lı bölüme geldik, kitapları okumadıysanız okumayın !!!!!--------

Beni en çok güldüren ve gıcık eden bölümleri sizinle paylaşmak istedim. Gerçekten içinde daha fazla tutamam bunları, özellikle de sinirlerimi...

   Beni en çok gıcık eden hatta sinirden kitaba 1-2 dakika ara vermeme sebep olan 2 olay oldu.
1. Saint Germain Kont'unu geçmişte ziyarete gittiklerinde Kont'un kadınları anlatışı, aşağılaması, küçük duruma düşürmesi. Kafayı yiyordum. Cidden onun o küçücük beyni ne anlar kadınlardan. Kitabın sonunda ama görüyorsun gününü o aşağıladığın kız nasıl da alt ediyor seni... 
2.Gwendolyn'in teyzesi Glenda ve Charlotte'ın aşağılamaları, ikide bir laf sokup beni gıcık etmeleri. Ya bunlar nasıl kuzen nasıl teyze yolda görsem duvara yapıştırıp boğazlarım o derece sinirlendim. Bu kadar geri zekalı olunmaz, anne kız beni gıcık etmeyi başardılar :S

    Beni en çok güldüren , kahkahalara boğulmamamı sağlayan da yine 2 olay oldu.
1. 2.kitapta olaya katılan ama en sevdiğim karakter olan XEMERİUS'un konuşmaları. Hatırladıkça hala gülümserim o kadar tatlı o kadar komik olur bi iblis ya :D İnsan gülmekten yerlere yatıyor. Tamam Gwendolyn'e de acıyorum onu sadece o görüyor, duyuyor bide üstüne üstün yapışıp bırakmıyor ama çok tatlı ya :D :D :D :D
2.Özellikle 3.kitapta Gideon'la odada otururken Gwendolyn'in ailesinin odaya dalması falan, aralarında geçen aile komedileri çok komikti :D :D :D 3.kitapta zaten en sevdiğim yer Gideon'un aileyle konuşmaları gerçekten çok sevdim ya :D :D

SONUNDA ARDI ARDINA PATLAYAN BOMBALAR'a da değinmeden geçmem.
    Bay Withman'ı gerçekten beklemiyordum. Yani Falk de'Villers olur diyordum ama Bay Withman'ı beklemiyordum..
    Gideon'un da iksiri içip ölümsüz olması süperdi :))
    Lucy ve Paul'un anne babası olmasını saymıyorum bile.
    Ve en çok şaşırdığım yerde BERNHARD olayı cidden en sonunda ağzım açık kapattım kitabı :)) 

ALINTILAR:

    "Bazen gerçekten..." Gideon başını iki yana salladı, sonra derin bir soluk alıp ciddi bir ses tonuyla konuştu. "Beni öptüğünde, Gwendolyn Shepherd, ayaklarım yerden kesiliyor. Bunu nasıl yaptığını ya da nerede öğrendiğini bilmiyorum. Eğer bu bir filmse, en azından onu birlikte izlemeliyiz." Bir an durup soluk aldı."Aslında söylemek istediğim şu: Beni öptüğünde seni hissetmekten ve kollarımın arasına almaktan başka birşey istemiyorum. Kahretsin, sana sırılsıklam aşık oldum, bu öyle bir his ki sanki birisi içime bir bidon benzin döküp kibrit çakmış gibi! Ama şu anda birbirimizi... aklımızın sakin olması gerek. En azından birimizin." Bana olan bakışı içimdeki son şüphe kalıntılarını da silip süpürmüştü. "Gwenny, tüm bu olanlar beni korkutuyor. Sensiz hayatımın bir anlamı kalmaz, sensiz... sana birşey olursa ölürüm."
                                                                                          --Zümrüt Yeşil: Gideon

    "Xemerius sen misin ?"diye kısık sesle sordum ve lambanın düğmasini yokladım.
    "Duruma bağlı." Xemerius koridordaki lambada tepeüstü sallanıyordu. Işığa bakıp gözlerini kırpıştırdı. "Eğer yine oda fıskiyesine dönüşeceksen, hayır!" Taklidimi -ne yazık ki oldukça çarpıcı bir şekilde- yaparken sesi yüksek ve ağlamaklı çıkıyordu. "Sonra dedi ki, neden söz ettiğini bilmiyorum, sonra ben dedim ki, evet ya da hayır, bunun üzerine o da dedi ki, evet ama lütfen ağlamayı kes..." Yapmacık bir tavırla iç geçirdi. "Genç kızlar insan türü içinde gerçekten de en zor olanları. Emekli vergi memurlarından, çorap dükkanındaki satıcı kadınlardan ve kooperatif birliği üyelerinden hemen sonra geliyorlar."
                                                                                        --Zümrüt Yeşil: Xemerius


    "Bunu bana yutturamaz,"dedi Xemerius somurtarak. "Özellikle de o meraklı burnunu her yere sokarken. Önce tavuk sosisiyle kandırıyor, sonra arkadan sinsi sinsi yaklaşıyor. Ama bu senin suçun oda fıskiyesi! Beni yalan söylemekle suçlayıp durmasaydın, bizi böyle faka bastıramazdı, bunak uyurgezer!"
                                                                                    --Zümrüt yeşil: Xemerius
     
      Gideon alnını kırıştırdı. "Bir dakika çeneni kapa, olur mu ? Burada sana ilan-ı aşk etmek için tüm cesaretimi toplamaya çalışıyorum. Bu konuda hiç deneme yapmadım."
      "Efendim?"
      "Sana aşık oldum,"dedi ciddi bir sesle."Gwendolyn."
      Elimde olmadan midem korkuyla kasıldı. Ama aslında sevinçtendi. "Gerçekten mi?"
      "Evet, gerçekten!" Meşalenin ışığında Gideon'un gülümsediğini gördüm. "Biliyorum, daha tanışalı bir hafta bile olmadı ama başlangıçta seni oldukça... çocuksu buluyordum ve heralde sana karşı iğrenç davrandım. Ama korkunç derecede anlaşılması zor birisin, bir sonraki adımının ne olacağı hiç bilinmiuor ve bazı şeylerde açıkça korkutucu... şey... acemisin. Bazen seni tutup sarsmak istiyorum."
       "Tamam, ilan-ı aşk konusunda gerçekten de deneyimin yokmuş" dedim. 
       "Ama sonra yine komik, zeki ve anlatılamayacak kadar tatlı oluveriyorsun,"diye beni duymamış gibi devam etti Gideon. "En kötüsü de: Seninle aynı odada bulunduğum anda sana dokunma ve öpme ihtiyacı duyuyorum..."
       "Evet bu gerçekten kötü," diye fısıldadım. Gideon şapkamı tutan firketeyi başımdan çekti ve tüy yığınını geniş bir yay çizerek kendinden uzağa fırlattı. Beni kendine çekip öperken kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarpmaya başlamıştı. Yaklaşık üç dakika sonra tamamen soluksuz bir şekilde sırtımı duvara dayayıp dik durmaya çalıştım.
       "Gwendolyn, hey, normal solup alıp ver,"dedi Gideon alay ederek.
       Göğsünü dürttüm. "Kes şunu! Bu kendini beğenmişliğin dayanılmaz."
       "Üzgünüm. Benim yüzümden soluk almayı unutman öyle... sarhoş edici bir duygu ki."
                                                                                 -Safir Mavi: Gideon-Gwendolyn    





SIRADA FİLM YORUMU :



Film yorumuna şunu söyleyerek başlayayım eğer kitabı okuduysanız sevmezsiniz, kitabı okumadıysanız ve kitabından haberinin yoksa seversiniz...

    Filmlerde genelde farklılıklar çok olur, ama bu filmde o kadar çok faklı yer var ki gerçekten sinirim biraz bozuldu.
    Bi kere film romantizm üzerine kurulu. Kitapta daha çok macera ve gizeme yer verilmişken filmde bu ayrıntılar canımı sıktı.

    LESLİE... Leslie karakteri kitapta sarışın ve ben hep sarışın hayal ettim. Evet siyahi olarak filme yakışmış ama ben alışamadım o da hayalimdekinden farklı olmasından dolayı. Ama diğer oyuncu seçimlerini çook sevdim. Gideon ve Gwendolyn karakterleri yerine tam oturmuş. Kitaptaki tarife zaten uygun bir de birbirlerine yakışınca çok da güzel olmuş. :))
      Sanırım en sinir olduğum yer Kilise'de ilk öpüştükleri yeri alıp filmin ortasına koymaları ve Xemerius'u filme almamaları. Belki Safir Mavi filminde gelir diye umuyorum ama hiç ümidim yok ve bu benim filmdeki ennnn büyük hayal kırıklığım. Ya Xemerius'suz film mi olur yaaaaa :'( :'(
      Kitabın yazarı Alman olunca filmde Alman tabiki. Ben filmi Almanca haliyle türkçe altyazılı izledim ama internette ingilizce dublaj hali ve türkçe altyazılı da var.
      Evet filmde sinir olduklarıma devam ediyorum. Gideon ne zaman ilk kitapta Gwenny'nin tarafında oldu ya. Ne zaman !!! Hele birlikte araştırma yapmak ne zaman bana biri göstersin ilk kitapta !! 
      Sıçramaların zamanının değiştirilmesi de sinir bozucuydu. Kitapta ne güzel anlatmış değiştirilecek bişey yoktu kiiiiiii....
      Mesela Kornograf'ın anlatımıyla filmdeki kornograf benziyordu. Bu sahneler de hoşuma gitmişti.
      3.kitapta ortaya çıkan bir olayın 1. filmde neredeyse gösterilmiş olması çok saçma. Ki bu 2 defa var:
1) Gwenny'nin düşmesi ve şu anahtar mevzusu filmde var kitapta yok. Düşünce Gwen'in ölüp dirilmesi 3.kitapta ölümsüz olmasıyla açıklanıyor.
2)Bay Withman'ın yerine Falk de'villers'ı koymuşlar. Bariz belli oluyor Kont'un Falk olduğu... Resimlerde bile aynı kişi yani çok tahmin edilebilir. Bu da saçma olmuş filmde.

      Filmde daha bir çok gıcık olduğum olay vardı yalan değil ama artık ne yapacaksın çekmişler bir kere... 2. filmin bu yaz çıkacağını biliyorum ama ne zaman olduğunu bilmiyorum. Sırf karakterler için izlerim devamını artık.

Kitap puanım kesinlikle:




Film puanım ise:


Kitabını kesinlikle Okuyun. Okuyun. Okuyun. 





2 yorum:

  1. 3. Kitapta en çok Bernhard olayına şaşırdım demişsin ama ben anlamadım tam olarak ne olduğunu açıklayabilir misin?

    YanıtlaSil
  2. Aşk Tüm Zamanların içinden geçer serisini sırayla okumasak örneğin 2. kitabı okusak 1.yi okumadan anlayabilir miyiz? 3'ünden en çok hangisini tavsiye edersin?

    YanıtlaSil